Haber

Eğitimciler, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na İlişkin Öneri ve Tepkilerini Dile Getiriyor

OGÜN AKKAYA

(ANKARA) – Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifinin ilerleyen günlerde TBMM’ye sunulması beklenirken; eğitimcilerin teklife ilişkin öneri ve tepkileri devam ediyor. Eğitim sendikaları, kurulması planlanan Milli Eğitim Akademisi’nin öğretmenlere yük getireceğini düşünüyor. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, akademide eğitim süresinin bir yılı aşmaması gerektiğini belirtirken; Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Öğretmenlerin uzmanlık belgeleri yok sayılacak ve üniversite eğitimleri değersizleştirilecektir. Diploması geçersiz tek meslek öğretmenlik olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim camiasının beklediği bir meslek kanunu hazırlamayı amaçladıklarını ifade etse de eğitim sendikalarının kanuna ilişkin önerileri ve talepleri devam ediyor. Bakan Yusuf Tekin, katıldığı televizyon programında Öğretmenlik Meslek Kanunu çalışmalarıyla ilgili ise “Bu kanun metninde şu an süreç tamamlandı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı konusunda düzenlemeler yapmak ve akademi camiasının beklediği meslek kanunu yapabilir miyiz uğraşısına girdik. Sendikalara teşekkür ediyorum. Bir kanun metni ortaya çıktı. Zannediyorum artık Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde komisyonlara havale edilecek diye bekliyoruz. Bir aksilik olmadan tamamlanır” diye konuştu.

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Sekreteri Talat Yavuz, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışması Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Resul Partici, Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan beklentileri ve taleplerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

“Milli Eğitim Akademisi, barınma halini ortaya çıkaracak”

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında olmazsa olmazlarının öğretmene şiddet konusunda ihtiyaç duyulan düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi olduğunu söyledi. Kurulması planlanan Milli Eğitim Akademisi’ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunana Yavuz, şöyle konuştu:

“Şube müdürleri, il milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube yardımcıları kapsam dışında bırakılıyor. Maaşlarda bir dengesizlik yaşanıyor. Şube müdürü, altında çalışan okul müdürü, öğretmenlerden daha az maaş alıyor. Yetki ve sorumluluklar artıkça maaşın da artması gerekiyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu bu haliyle bir dengesizlik oluşturdu. Fiilen öğretmenlik yapanlar kanun kapsamına alındı. Şube müdürü şu anda müdür ama istifa ettiğinde öğretmen. Öğretmen alımında mülakatın çok büyük bir sıkıntı olduğunu hep söyledik. Sözleşmeli değil, kadrolu atamaların yapılmasını istiyoruz. Sözleşmeli öğretmenlik bir hak kaybı oluşturuyor. Mülakatı kaldıran bir sistem gibi anlaşılıyor. Bu yönüyle olumlu. Öğretmenler 40 dakikalık bir mülakatta kendini ifade edemeyebilir. Akademi bu haliyle uzun bir süre öngörüyor. Ancak sürenin bir yılı aşmaması gerektiğini düşünüyoruz. Planlamaların yapılması lazım. Öğretmen adayları akademinin kurulacağı illere gidecek. Aynı zamanda bu barınma halini ortaya çıkaracak. Belki yurt imkanları açılabilir ama bu para yetmez. Öğretmenlere ilave bir yük getirecek.”

“Sizin adınıza en iyisini biz biliriz yaklaşımın devam ettiğinin göstergesi”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu, sizin adınıza en iyisini biz biliriz sorunlu yaklaşımın devam ettiğinin göstergesidir, eğitim sistemimizde daha da geriye gidiştir. Eğitim barışını ve güvenli, güvenceli çalışma ortamını bozacak niteliktedir” dedi.

Taslak içerisinde öğretmenin adının olduğunu ancak fikrinin olmadığını söyleyen Özbay, “Her geçen gün öğretmenlik mesleğine daha fazla zarar veren Milli Eğitim Bakanlığı yine gerçek sendikaların ve öğretmenlerin düşüncesini, taleplerini yok sayarak yeni bir meslek kanunu dayatması içindedir” diye konuştu.

“Öğretmenleri unvanlarla ayrıştırmaya, eğitim barışını bozmaya devam edilecektir”

Kanun kapsamında idarelere disiplin hükümleri üzerinden keyfi yetkiler verileceğini, bu durumun baskı altında çalışmasına ve haklarının korunmamasına yol açacağını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İdareye disiplin hükümleri üzerinden keyfi yetkiler verilecektir. Bu durum, öğretmenlerin baskı altında çalışmasına ve haklarının korunmamasına yol açacaktır. Öğretmenleri unvanlarla ayrıştırmaya, eğitim barışını bozmaya devam edilecektir. Sınav yok ama akademi var. Bu akademide kimler hangi yetkinlikle görev yapacak ve neye kime göre değerlendirme yapacak belli değildir. AKP iktidarı kendi memurunu yaratma peşindedir. Milli Eğitim Akademisi’nin kurulmasıyla birlikte, öğretmenlerin uzmanlık belgeleri yok sayılacak ve üniversite eğitimleri değersizleştirilecektir. Diploması geçersiz tek meslek öğretmenlik olacaktır. Proje okulu uygulamasının keyfi atamalarla sürdürülmesi, eğitimde liyakat ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacaktır. Başöğretmen unvanının sınavla değerlendirilmesi ve kademeli unvan sistemine dahil edilmesi, başöğretmen ünvanlı tek lider olan Mustafa Kemal Atatürk’ün biz öğretmenler için de gurur duyduğumuz unvanının önemini ve saygınlığını zedelemek isteğidir. Ek derslerde bozdur bozdur harca cinsinden yapılan küçük artış, öğretmenlerin geçim sıkıntısını çözmeye yetmeyecektir. Okullarda artan şiddete dair yetersiz düzenlemeler, fikrini almadıkları, değer vermedikleri, itibarsızlaştırmaya devam ettikleri öğretmenlerin güvenliğini sağlamayacağı gibi, göstermelik kalacaktır, öğretmenlerin güvenliğini tehlikeye atmaya ve bunun sebebi olmaya devam edilmiş olacaktır.”

“Milli Eğitim Akademisi kapsamında öğretmenlere ödenecek ücretler yeterli değil”

Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışması Sendikası Basın ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Resul Partici ise uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sürelerinin düşürülmesi, engelli öğretmenler için ek düzenlemelerinin yapılması gerektiğini söyledi. Kanun içerisinde yer alan Milli Eğitim Akademisi’ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Partici, şu görüşleri dile getirdi:

“Engelli öğretmenler için ekleme talep ettik. Kurulması planlanan yeni eğitim akademisi kapsamında öğretmenlere ödenecek olan aylık ücretler çok düşük. Artış talebinde bulunduk. Aynı zamanda başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik ünvanlarının emekliliğe de yansımasını talep ediyoruz. Öğretmenin itibarının güçlendirilmesi için çalışmaların da artırılmasını talep ediyoruz. Milli Eğitim Akademisi çalışıldığı şekliyle sıkıntılı değil. Öğretmenleri mobbing ve baskılardan kurtaracak. Bizlere akademinin 20 ilde kurulacağı bilgisi verildi. Bu şehirlerde büyük bir geçim sıkıntısı yaşanacak. Aynı zamanda engelliler de sıkıntı yaşayacak. Akademideki öğretmenlere aylık olarak 25 bin lira ödeme yapılacağı ifade ediliyor. Bu rakamın artırılması için taleplerimizi ilettik. Öğretmenlerimizin bu ücretlerle geçinmesi mümkün değil. Aynı zamanda eş durumuyla ilgili de kanuna ekleme yapılmasını istiyoruz.”

ibradihaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort